M­ü­z­e­y­i­ ­g­e­n­ç­l­i­ğ­e­ ­s­e­v­d­i­r­e­n­ ­e­k­i­p­.­.­.­ ­E­f­e­s­’­i­ ­o­ ­k­a­d­a­r­ ­g­ü­z­e­l­ ­ı­ş­ı­k­l­a­n­d­ı­r­d­ı­l­a­r­ ­k­i­ ­g­e­n­ç­l­e­r­ ­e­v­l­i­l­i­k­ ­t­e­k­l­i­f­i­n­i­ ­o­r­a­d­a­ ­y­a­p­m­a­y­a­ ­b­a­ş­l­a­d­ı­

M­ü­z­e­y­i­ ­g­e­n­ç­l­i­ğ­e­ ­s­e­v­d­i­r­e­n­ ­e­k­i­p­.­.­.­ ­E­f­e­s­’­i­ ­o­ ­k­a­d­a­r­ ­g­ü­z­e­l­ ­ı­ş­ı­k­l­a­n­d­ı­r­d­ı­l­a­r­ ­k­i­ ­g­e­n­ç­l­e­r­ ­e­v­l­i­l­i­k­ ­t­e­k­l­i­f­i­n­i­ ­o­r­a­d­a­ ­y­a­p­m­a­y­a­ ­b­a­ş­l­a­d­ı­

O kadar övmüşlerdi ki... Gece ışıl ışıl o tarihi dekoru görmek için bekliyoruz. Hava kararırken ışıklar yanmaya başlıyor. 6 bin yıl öncesinden gelen o mimari yavaş yavaş aydınlanıyor. Biz muhteşem bir keyifle izlerken, az ötemizde genç bir erkek, bir kızın önünde diz çöküyor. Millet ne oluyor demeye kalmadan, çocuk elindeki kutuyu açıyor. Bir yüzük. Kız ellerini yüzüne kapatıyor. Nasıl güzel görünüyorlar. Nasıl harika bir durum. Herkes alkışlıyor.”

Hürriyet

O bu hikâyeyi anlatırken gözümde canlandırmaya çalışıyorum.

6 bin yılık tarihi dekorun içinde bir aşk. 

İki genç el ele dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis tapınağındalar.

Binlerce yıllık “Aşk Evi”nden geçiyorlar.

Kim bilir kaç bin yılık aşkların son hali olarak oradalar. 

Ben bunları düşünürken o şöyle diyor:

Biz bu olayı bir rastlantı olarak izledik. Ama sonradan öğrendik ki;

Gençler arasında bu olay giderek yayılmış. Efes’in ışıklandırılması o kadar etkilemiş ki gençler arasında en çok tercih edilen ‘evlilik teklif mekânı’ olarak yer etmiş.”

Gerçekten de sosyal medya hesaplarına bir bakıyorum.

TikTok’tan Instagram ve Facebook’a kadar onlarca fotoğraf, hikâye var.

Hürriyet

Efes’teki ışıklandırılmış tarihi mekânlarda, ellerinde yüzüklerle diz çökmüş gençler. Tekliften sonra büyük bir mutlulukla birbirlerine sarılan gençler. Onları alkışlayan ziyaretçiler.

Dedim ya;

6 bin yıllık tarihin ışıklandırılmış “aşk dekoru”dur bu.

Peki nasıl oluyor bu?

Bizim zamanımızda gençler müzeye, tarihe o kadar meraklı değildiler.

Bazı ilkokullar çevredeki tarihi yörelere geziler düzenlerdi.

Müzelerin o günkü ziyaretçi sayılarına bakın...

Hele gençler. 

Neredeyse müzelerde yoktular.

Hürriyet

İşte yine soruyorum:

-Nasıl oldu bu?

Bu gençler nasıl oldu da bir açık hava müzesinde evlilik teklifi yapacak hale geldi. 

İşte bu sorunun cevabını araştırırken bulduğum gerçekler.

Son yıllarda öylesine gelişmeler yaşandı ki.

Hiç tereddüt etmeden yazıyorum. Müzecilik, tarihi eser, arkeoloji, kazı, kültür varlıkları.

Adına ne derseniz deyin...

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy öyle bir ekip kurdu ki.

Kendi hızına yetişecek bir ekip.

Neden söylüyorum bunu. Yakından tanıyorum da ondan.

Mehmet Ersoy bir konuyu plana alıp hedefe koydu mu... O andan itibaren durmak yok. Bitene kadar uyku da yok.

Ankara’da gezdiğim sualtı müzesinde bu ekipten bazı isimlerle karşılaşmıştım.

Nasıl heyecanlıydılar... 

İnanılmaz bir koordinasyon ve çözüm hızıyla Batuhan Mumcu.

Sonra Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı. 

Gece yarılarına kadar çalışan bir ekip. Bir gün Göbeklitepe’de, bir gün Olimpos’ta.

Ve Birol İnceciköz. Neredeyse bütün müzeleri kazı alanlarını ezbere alacak kadar konuya hâkim.

Ve elbette yurtdışına götürülmüş tarihi eserleri birer dedektif gibi takip edip yurda getiren “kutsal hazine avcıları”nın başındaki Zeynep Boz.

Sonra...

Bodrum Kalesi’ni ışıklandırıp bir gurme festivaline dönüştüren, dünyanın en güzel coğrafyasında binlerce yıllık tarihi mekânlar için çalışan Muğla Kültür Turizm Müdürü Hüseyin Toprak.

Antalya’da Candemir Zoroğlu.

Antalya denilince valiliği sırasında tarihe ve turizme inanılmaz katkıları olan, Antalya kıyılarının sualtı tarihini belgesel haline getirtip uluslararası ödüller kazandıran Münir Karaloğlu’nu da unutmuyorum.

Evet arkadaşlar. 

Gençlere müzeciliği sevdiren bu ekibin içinde daha çok isimsiz kahraman var.

Münir Karaloğlu bugün İçişleri Bakan Yardımcısı.

Batuhan Mumcu ve Gökhan Yazgı Kültür Turizm Bakan Yardımcısı oldular. Birol İnceciköz genel müdür oldu. 

Tabii bu muazzam organizasyon içinde Nadir Alpaslan ve Serdar Çam gibi konusuna hâkim tecrübeli bakan yardımcılarının çok değerli çalışmaları var.

Bu isimleri neden tek tek sayıyorum?

Çünkü haberlerde genelde bakanların adı geçer.

Ben bu defa Bakan Ersoy’un başarısının ardındaki bu ekibi de hatırlatmak istedim.

KAZI ÇALIŞMALARINDA DÜNYA REKORU

Evet arkadaşlar;

Gece müzeciliği” Bakan Ersoy’un harika bir buluşudur.

Aşırı sıcaklarda, güneşin altında kan ter içinde o eserleri gezmeye çalışan turistler için müthiş bir olanak.

Tabii bu olurken şu bilgiyi de paylaşmalıyım.

Hürriyet

Mehmet Ersoy yılın 3-4 ayı yapılan kazı çalışmalarını 12 aya çıkartan sessiz bir devrim yaptı.

Böylece kazı çalışmaları hızlandı. Örneğin Aspendos. Yıllardır kazılıyor. Ama şu ana kadar yalnızca yüzde 2’si kazılmış, Niye? Çünkü kazı süreleri kısa. İşte kazı çalışmaları 12 aya yayılınca arkeolojik çalışma sayısı da yıllık 720’ye yükseliyor. Bu bir dünya rekorudur.

Yazının başlığına dönersek;

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy arkeoloji ve tarihi eserler, müzeler konusunda sessiz bir devrim yaptı. 

İşte bugün gençler Efes’te ışıklandırılmış antik dekorda evlilik teklifi yapıyorsa, alkışlarla geziliyorsa...

Ziyaretçi sayıları her geçen dönem ciddi şekilde artıyorsa...

Bu devrimin sonucudur.

Bu ekibin başarısıdır.

Popular Articles

Latest Articles